YKS sonuçları açıklandı, adaylar tercih sürecinde yönünü arıyor. Uzmanlar “geleceğinizi belirlerken iç sesinize kulak verin” diyor.
Milyonlarca öğrencinin hayatında önemli bir dönüm noktası olan YKS sonuçları açıklandı. Şimdi adaylar için geleceği şekillendirecek üniversite ve bölüm tercihi süreci başladı. Ancak uzmanlardan gelen uyarılar, bu sürecin yalnızca puan-sıralama odaklı değil, aynı zamanda bireysel farkındalık ve mutluluğu da merkeze alması gerektiğini gösteriyor.
"Tercih, bir sıralama değil yaşam kararıdır"
Psikolojik danışmanlar ve rehberlik uzmanları, tercihin yalnızca bir yerleşme yarışından ibaret olmadığını vurguluyor. Adayların kendilerini tanımadan ve ne istediklerini netleştirmeden yaptıkları tercihlerin, ileride pişmanlığa dönüşebileceğine dikkat çekiliyor. Özellikle mutsuz olunan bir bölümde geçirilen yıllar, mesleki motivasyon kaybına ve kariyer belirsizliklerine yol açabiliyor.
Uzman önerisi: “Kendinize şu soruyu sorun: Ben kimim?”
Tercih sürecinde bireyin ilgi alanları, kişilik özellikleri ve yaşamdan beklentilerinin mutlaka dikkate alınması gerektiğini belirten uzmanlar, mesleki yönelim envanterleri ve kişilik testlerinden yararlanmanın önemine dikkat çekiyor. Bu tür araçlar yalnızca bölüm değil, hayata dair genel yönelimlerin belirlenmesinde de adaylara kılavuzluk ediyor.
Kariyer değil, yaşam planı oluşturun
Seçilecek bölüm ve üniversite yalnızca bir meslek değil, aynı zamanda yaşam tarzını da belirliyor. Öğrencinin bulunduğu şehirden kampüs kültürüne, sosyal olanaklardan akademik destek sistemlerine kadar birçok faktör, üniversite deneyimini doğrudan etkiliyor. Uzmanlar bu nedenle “tercih süreci sadece bugün değil, 10 yıl sonranızı da etkiler” diyerek adayları uzun vadeli düşünmeye çağırıyor.
Tercih sürecinde profesyonel destek şart
Psikolojik danışmanlar, öğretim üyeleri, kariyer koçları ve rehber öğretmenlerle yapılacak görüşmeler; adayların süreci daha sağlıklı değerlendirmelerini sağlıyor. Ayrıca yapay zekâ destekli kariyer planlama araçlarıyla kişiselleştirilmiş analizler yapılabiliyor. Bu analizler, adayın güçlü yönlerine uygun alanlara yönelmesini kolaylaştırıyor.
Mutluluk, başarıyı getirir
Uzmanlara göre başarıdan önce mutluluk gelmeli. İlgi duymadığı bir alanda eğitim gören öğrencilerin, akademik performansları kadar sosyal uyumları da olumsuz etkileniyor. Bu durum zamanla öğrencinin genel yaşam kalitesine ve ruh sağlığına da yansıyor.
Üniversite tercihi sadece bir sonuç belgesine bakılarak verilmemeli. Adayın kendini tanıması, ne istediğini fark etmesi ve uzun vadeli mutluluğunu merkeze alması bu süreçte hayati önem taşıyor. Uzmanlar, “puan değil potansiyelinizi seçin” çağrısı yapıyor.