SpaceX, Mars yolculuğunun temel taşlarından biri olan Starship megaroketini yeniden uzaya göndermeye hazırlanıyor. Şirketin yaptığı resmi açıklamaya göre, 11. Starship uçuşu 13 Ekim’de gerçekleşecek ve bu fırlatma, mevcut Version 2 modelinin son görevi olacak. Ardından gelecek uçuşlarda Version 3 modeline geçilecek.
121 Metrelik Roket Son Kez Gökyüzüne Yükseliyor
Yaklaşık 121 metre uzunluğundaki Starship Version 2, bugüne kadar üretilmiş en büyük ve güçlü roket olarak kabul ediliyor. 13 Ekim'deki uçuşla birlikte bu versiyon emekliye ayrılacak. Version 3, 124,4 metrelik yapısıyla bu görevin ardından devreye girecek. Daha sonra geliştirilecek Version 4’ün ise 142 metreye kadar ulaşacağı belirtiliyor.
Fırlatma ve İniş Detayları
Fırlatma, Teksas’taki Starbase tesisinden yapılacak ve Türkiye saatiyle 02:15’te başlayacak olan fırlatma penceresi, SpaceX’in resmi yayınıyla canlı olarak izlenebilecek. Yayın, kalkıştan 30 dakika önce başlayacak.
Starship, iki aşamalı bir sistemden oluşuyor:
Super Heavy: Roketin birinci aşaması, fırlatma gücünün büyük bölümünü sağlıyor.
Ship: İkinci aşama, uzay görevlerinin asıl yükünü taşıyan bölüm.
SpaceX, bu uçuşta da tıpkı önceki görevde olduğu gibi, Super Heavy’i Meksika Körfezi’ne, Ship’i ise Hint Okyanusu’na indirecek.
Test Görevi, Version 3’e Zemin Hazırlıyor
Bu uçuş, hem teknik testler hem de gelecek versiyonlar için kritik önem taşıyor.
Ship, bu görevde 8 sahte Starlink uydusu taşıyacak.
Bazı ısı kalkanı plakaları bilinçli olarak çıkarılacak ve böylece aracın daha savunmasız bölgeleri test edilecek.
Super Heavy, iniş sırasında 33 motorundan yalnızca 5’iyle manevra yapacak. Bu yaklaşım, Version 3 için standart hâline getirilecek.
Super Heavy motoru bu görevle birlikte ikinci kez kullanılacak. Daha önce Mart ayında 8. uçuşu başarıyla tamamlamış ve Starbase’e dönüşte fırlatma kulesi kollarıyla havada yakalanarak önemli bir teknoloji gösterisine imza atmıştı.
Mars Vizyonunun Yeni Adımı
SpaceX’in kurucusu Elon Musk, Starship’i Mars’a insan göndermek amacıyla geliştiriyor. Bu nedenle her test uçuşu, uzun vadeli kolonizasyon hedeflerinin teknik altyapısını oluşturuyor. Tamamen yeniden kullanılabilir olarak tasarlanan bu sistem, hem fırlatma hem de iniş süreçlerinde devrim niteliğinde teknolojiler barındırıyor.