Netanyahu’dan Hamas’a Tehdit: “Sığınacak Yeriniz Yok”
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Katar’ın başkenti Doha’da Hamas’a yönelik gerçekleştirilen hava saldırısının ardından, örgüt liderlerine yönelik tehditlerini sertleştirdi. Tel Aviv yönetimi, Hamas’ın yurt dışındaki üst düzey kadrosunu hedef alacağını açıkça ilan etti.
Eli Cohen’in Anmasında Sert Mesaj
Netanyahu, İsrail istihbaratının sembol ismi Eli Cohen’in 1965’te Şam’da idam edilişinin yıl dönümünde yaptığı konuşmada, Hamas’ın üst düzey isimlerine yönelik suikastların süreceğini vurguladı. 7 Ekim saldırılarını hatırlatan Netanyahu, “Güvenli liman diye bir şey yok. Size ulaşamayacağımız hiçbir yer yok” diyerek Hamas liderlerine gözdağı verdi.
Doha’daki Saldırı ve Diplomatik Gerilim
9 Eylül’de İsrail Hava Kuvvetleri’nin Doha’da düzenlediği saldırı, Hamas müzakere heyetinin bulunduğu binayı hedef aldı.
Saldırıda, Hamas Siyasi Büro Üyesi Halil Hayye’nin oğlu ve dört Hamas mensubu hayatını kaybetti.
Katar makamları, bir polis memurunun da yaşamını yitirdiğini doğruladı.
Bu saldırı, yalnızca Hamas’ı değil, uzun süredir taraflar arasında arabulucu rolü üstlenen Katar hükümetini de doğrudan hedef alan bir mesaj olarak yorumlandı. Netanyahu, Katar’a Hamas yetkililerini sınır dışı etmemesi halinde yeni saldırılar düzenleneceği uyarısında bulundu.
Mossad’ın Gölgesi: Suikastlar Geri Mi Dönüyor?
Netanyahu’nun sözleri, İsrail’in Hamas liderlerine yönelik nokta operasyonları yeniden devreye sokacağı ihtimalini gündeme taşıdı.
2004’te Şam’da Abdel Aziz al-Rantisi’nin,
2010’da Dubai’de Mahmoud al-Mabhouh’un öldürülmesi gibi suikastlar hatırlatılıyor.
Şimdi benzer operasyonların tekrar başlayabileceği konuşulurken, Hamas’ın yurt dışındaki lider kadrosu için güvenli bölge kalmadığı yorumları yapılıyor.
Katar-İsrail İlişkileri Kırılma Noktasında
Doha’daki saldırı, Katar ile İsrail arasındaki gerilimi diplomatik bir krize dönüştürdü. Körfez ülkeleri sessizliğini korurken, Netanyahu’nun sert çıkışı bölgedeki dengeleri sarsmış durumda.
Uluslararası hukuk açısından da tartışmalı görülen bu operasyon, İsrail’in dış politikada riskli bir dönemece girdiğini gösterirken, Netanyahu’nun iç siyasetteki baskıları hafifletmek için bu stratejiyi öne çıkardığı yorumları yapılıyor.
