Denizli’de yaşanan ve tüm Türkiye'yi yasa boğan aile faciası, 35 yaşındaki polis memuru Coşkun Söylemez’i kamuoyunun gündemine taşıdı. Görev hayatı boyunca herhangi bir disiplin cezası almamış, ailesine ve mesleğine olan bağlılığıyla tanınan Söylemez’in, Ağustos 2025’te yaşanan trajik olayın ardından adı büyük bir acıyla anılır oldu.
Mesleğine Sadık, Ailesine Düşkün Bir Hayat
Şırnak’ın Cizre ilçesinde çevik kuvvet polisi olarak görev yapan Coşkun Söylemez, 2017 yılında evlenmişti. Eşi ve iki çocuğuyla sade bir yaşam sürdüğü, çevresinde sessiz, sakin ve sorumluluk sahibi bir kişi olarak tanındığı ifade ediliyor. Mesai arkadaşları tarafından çalışkanlığıyla öne çıkan Söylemez'in, görev süresince herhangi bir idari ceza almadığı bildirildi.
Yaşamını Nasıl Kaybetti?
1 Ağustos 2025 sabahı Denizli'nin Merkezefendi ilçesi Karaman Mahallesi’nde yaşanan olayda, Söylemez’in eşi Nazlı Söylemez (33), çocukları Yağız (7) ve Duru’yu (2) kayınvalidesinin evinde tabancayla başlarından vurarak öldürdüğü, ardından aynı silahla kendi yaşamına son verdiği bildirildi. Olayın ardından başlatılan soruşturma devam ederken, Söylemez’in ciddi bir borç yükü altında olduğu ve bu durumun psikolojik çöküşe neden olduğu iddia ediliyor.
Nereli Olduğu Biliniyor mu?
Söylemez’in doğduğu şehiryle ilgili resmi bir bilgi paylaşılmadı. Ancak görev yaptığı Şırnak ve yaşadığı diğer şehirler göz önüne alındığında, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’yle bağlantılı bir geçmişe sahip olduğu tahmin ediliyor.
Toplumsal Etkisi ve Psikolojik Boyut
Bu tür trajediler yalnızca bireysel kayıplarla sınırlı kalmıyor, aynı zamanda toplumun ruh sağlığı ve aile içi iletişim üzerine yeniden düşünmesine yol açıyor. Coşkun Söylemez'in yaşadığı psikolojik baskının ve yardım alamamanın sonuçları, ruhsal destek mekanizmalarının önemini bir kez daha gündeme taşıdı.
Coşkun Söylemez, görevine olan bağlılığı ve ailesine düşkünlüğüyle bilinen bir polis memuruydu. Ancak yaşadığı ağır psikolojik çöküş, onu telafisi mümkün olmayan bir trajediye sürükledi. Bu olay, hem bireysel hem toplumsal ölçekte ruh sağlığı hizmetlerine duyulan ihtiyacın altını acı bir şekilde çizdi.
