Sındırgı’daki depremler risk oluşturmuyor ancak Simav Fayı ciddi tehdit barındırıyor
Türkiye’de yaşanan son depremlere yönelik öngörüleriyle dikkat çeken Jeoloji Uzmanı Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, Balıkesir’in Sındırgı ilçesinde meydana gelen sarsıntıların ardından bölgedeki fay hatlarına ilişkin kapsamlı bir değerlendirme yaptı. Üşümezsoy, Sındırgı’daki artçıların paniğe neden olmaması gerektiğini vurgularken, asıl riskin Simav Fayı’ndan kaynaklandığını söyledi.
“Sındırgı’daki artçılar büyük deprem riski taşımıyor”
Sındırgı'da meydana gelen depremlerin teknik detaylarını paylaşan Prof. Dr. Üşümezsoy, sarsıntıların yaklaşık 8 kilometre derinlikte ve doğu-batı doğrultusunda uzanan 20 kilometrelik bir fay segmentinin kırılmasıyla oluştuğunu belirtti. Kırılmanın 600 metrelik bir dağ yapısının içinden geçtiğini kaydeden Üşümezsoy, 6.1 büyüklüğündeki depremin 20 santimetrelik bir yer değiştirmeye yol açtığını ifade etti.
Bu hareketin Sındırgı bloğunu dağın eteğine doğru ittiğini ancak bazı bölgelerde bu hareketin sınırlı kaldığını belirten Üşümezsoy, bu nedenle bölgede artçı sarsıntıların devam ettiğini ve bu durumun olağan olduğunu söyledi. “Bu boyut, Sındırgı için risk taşıyan bir olgu değildir” açıklamasında bulundu.
“Küçük faylar artçıları daha şiddetli hissettirebilir”
Sındırgı'nın güneyinde ana faya paralel olarak uzanan ikincil fayların da (küreme fayları) zaman zaman hissedilen artçı sarsıntıları artırabildiğini söyleyen Üşümezsoy, bu tür sarsıntıların 5 büyüklüğünde hissedilse bile ciddi bir tehdit oluşturmadığının altını çizdi. Kamuoyunun bu tür artçılar karşısında paniğe kapılmaması gerektiğini vurguladı.
Asıl risk: 6.8 büyüklüğünde deprem üretebilecek Simav Fayı
Prof. Dr. Üşümezsoy’un değerlendirmelerine göre, bölgede asıl dikkat edilmesi gereken fay hattı Simav. Simav Fayı’nın hâlâ ciddi miktarda enerji biriktirdiğini vurgulayan uzman isim, bu segmentin potansiyel olarak 6.5 ila 6.8 büyüklüğünde bir deprem üretebileceği uyarısında bulundu.
Gediz, Demirci ve Sındırgı faylarının geçmişte büyük depremlerle enerjilerini boşalttığını hatırlatan Üşümezsoy, Simav segmentinin ise henüz bu enerjiyi açığa çıkarmadığını söyledi.
“Ampul benzetmesiyle” dikkat çekti
Bölgedeki fay hareketlerini daha anlaşılır kılmak için bir benzetme yapan Üşümezsoy, “Gediz Fayı 1971'de 7.1 büyüklüğünde depremle kırıldı, yani ilk ampul yandı. 1965’te Demirci’de 6.4’lük bir deprem oldu, ikinci ampul de söndü. 2011’de Simav’da yaşanan 5.9’luk deprem ise yalnızca sönük bir ışık yaktı, henüz tam anlamıyla yanmadı. Son olarak Sındırgı kırıldı. Geriye yalnızca Simav kaldı. Şu an tehlike burada” şeklinde konuştu.
“Kısa vadeli bir tehdit değil, ama izlenmeli”
Her ne kadar Simav Fayı üzerinde bir tehlike potansiyeli olsa da, bunun kısa vadede gerçekleşmesi muhtemel bir durum olmadığını belirten Üşümezsoy, “Bu durum hemen gerçekleşecek bir deprem anlamına gelmez, ancak bölgenin sürekli olarak izlenmesi gerekiyor” uyarısında bulundu. Sındırgı’daki artçıların ise büyük bir depremin öncüsü olmadığını yineledi.
